Metro: Last Light İ...
 
Paylaş:
Bildirimler
Tümünü Sil




Metro: Last Light İnceleme

1 Yazılar
1 Üyeler
0 Beğeni
894 Görüntüleme
(@oguz)
Gönderiler: 497
Asil Üye
Konuyu başlatan
 

Rusya'nın soğuk metrolarında verdiğimiz yaşam mücadelesinin üzerinden üç yıl geçti. Üç yıl önce bir roman uyarlaması olarak karşımıza çıkan Metro 2033, bizlere Artyom ve onun macerasının bir bölümünü aktardı. Şimdiyse Metro: Last Light'la beraber Artyom ve onun hikayesinin kalan kısmını görüyoruz.

Metro: Last Light, Metro 2033'ün bir yıl sonrasında geçiyor. İlk Metro oyununu oynayan gruptaysanız oyunun birden fazla sonu olduğunu hatırlayacaksınızdır. Metro: Last Light devam hikayesinde bu sonlardan "Ranger Sonu"nu başlangıç olarak alıyor ve hikayeyi bu noktadan devam ettiriyor.
Gordon Artyom Freeman

Metro: Last Light, bir önceki oyunu Metro 2033 gibi sıralı bölümlerden oluşuyor. Bir bölümü tamamlamanız ardından Artyom'un ağzından olayı dinlediğiniz yükeleme ekranı geliyor ve yeni bölüme geçiş yapıyorsunuz. Yapımcı ekibin bu kısımları koruması iyi olmuş. Çünkü Artyom'un kendi ağzından olayları dinlemek hikayeye hakimiyetinizi ve bakış açınızı değiştirebiliyor. Ancak bu sahneler dışında Artyom'un ağzından laf çıkmıyor. Metro 2033'teki gibi sessiz takılan Artyom, ne insanların konuşmalarına cevap veriyor, ne de silah satıcılarının tacizlerine karşılık veriyor. Kendisi adeta Gordon Freeman'ın Metro şubesi gibi.

Hazır bir üst satırda silah satıcılarından bahsetmişken oyundaki silah ve mermi alışverişinin bir önceki oyunda olduğu gibi korunduğunu da söylemek gerek. Gene mermileriniz hem düşmanlarınızı yok etme aracınız hem de paranız. Bu mermilerle isterseniz mermi alabilir (!), isterseniz yeni silahlar edinebilirsiniz. Bu alışverişin yanında silahlarınıza modifikasyon da yapabiliyorsunuz. Silahın menzilini güçlendirmek, isabet oranını arttırmak gibi çok çeşitli olmasa da modifikasyon alternatifleri oyunda yer alıyor.

Metro 2033'e göre Last Light'ta sinematik sahnelerin sayısında bir artış olmuş. Ancak bu demek değil ki oyun bir Call of Duty'ye dönmüş. Metro: Last Light efendiliğini bozmayarak bu sinematik sahneleri abartmamış. Ki çok da iyi yapmış. Bu sayede oynanışınız çok baltalanmıyor ve sinematik sahnelerin kıymeti daha da artıyor.

Sinematik sahne falan diye anlatıyorum ama oyunla ilgili önemli bir sorunun cevabını hala vermedim.

Metro 2033 iyi bir FPS oyunu olarak bilindiği kadar, iyi bir korku oyunu olarak da lanse edilir. Peki Metro: Last Light, önceki oyundaki korku unsurlarını koruyabilmiş mi?

Maalesef koruyamamış. Tabii bu, "Oyun atmosferini kaybetmiş, günlük güneşlik bir hal almış." demek değil. Metro: Last Light atmosferinden hiçbir şey kaybetmemiş. Oldukça güçlü bir şekilde atmosfer bir kenarda duruyor. Last Light'ın korku anlamında sorunu daha agresif bir oyun olmayı tercih etmesinde yatıyor. Evet, kabul ediyorum; zaman zaman oldukça güzel gerileceksiniz. Hatta çoğu korku oyunundan daha çok gerdiği anlar olacak sizi. Fakat Metro 2033'le kıyaslandığında Last Light'ın bu konuda başarısız kaldığı bir gerçek. (2033'teki efsane kütüphane bölümünü hatırlayın. Bu oyunda maalesef öyle gerilimli bir bölüm yok.)

Gelelim oyunun teknik kısmına. Last Light'ın atmosferi bir önceki sayfada da dediğim gibi şahane. Bu atmosferi bize yanıstmada yardımcı olacak grafiklerde türünün iyi örneklerinden. Ama en iyi örneklerinden değil. Çevre modellemesi, uzak çizim, ışıklandırma gibi konularda başarılı olan Last Light; zaman zaman kötü kaplamaları ve yetersiz yüz modellemelerine ev sahipliği yapıyor. Ancak bu bulunduğunuz ortamın büyüsünü bozmuyor. Çünkü oyundaki mekan tasarımları oldukça başarılı. Girdiğiniz yıkık dökük mekanlar, harabe şehir görüntüsü, metrolar, dar dehlizler sizi ortamın içine sokacak cinsten. Sadece, bazı dış ortamları tasarım olarak beğenmediğimi belirtmeliyim. Ama Metro 2033'e göre farklı bir dış dünya atmosferi sunması açısından Last Light'ın hoşuma gittiğini söyleyebilirim. Ağrılıklı olarak sulak zeminlerden oluşan dış dünyada bazen sisli, bazen güneşli, bazen de yağmurlu bir havayla karşılaşacaksınız.

Vurduğumu Hissettim

Metro: Last Light, şu ya da bu şekil, her türlü kaliteli bir yapım olduğunu bizlere ispatlıyor. Fakat sizin oyunu beğenip beğenmemeniz oyundan ne beklediğinizle alakalı olarak değişecektir. Örnek olarak benim beklentim; Metro 2033'e göre daha iyi bir vuruş hissi, sürükleyici bir hikaye ve güçlü bir atmosferdi. Bu beklentilerimin karşılığını da büyük oranda aldım. (Oyundaki vuruş hissi ilk oyuna göre inanılmaz derecede gelişmiş. Artık yaratıkları vurduğunuz zaman gerçekten vurduğunuzu hissedebiliyorsunuz.)

Benim beklentim bunlardı. Peki ya sizin beklentileriniz ne? Eğer iyi bir korku deneyimi yaşamak istiyorsanız Last Light siz de hayal kırıklığı yaratabilir. Eğer mutantlarla dolu bir çatışma ortamı arıyorsanız veya tam tersi insanlar arasında geçen bir çatışma ortamı arıyorsanız gene kısmi bir hayal kırıklığına uğrayacaksınız. Çünkü Last Light, iki düşman tipine de eşit bir şekilde yakınlaşmanızı sağlıyor. Fakat aradığınız şey sadece güçlü bir atmosfer sunan, sağlam bir FPS ise; işte o zaman Metro: Last Light'a gönül rahatlığıyla saldırabilrisiniz. Çünkü bu oyunun vadettiği şey tamamen bu temellerin üzerine dayanıyor!

 
Gönderildi : 21 Ağustos 2016 16:09
Paylaş: